7 Aralık 2013 Cumartesi

Türkiye Turu 2. Gün : Bergama Antik Kenti ve Kızıl Avlu

A 
yvacık'tan otobüsüme binip Bergama'ya vardığımda hava çoktan kararmıştı. Muavinin "geldik" uyarısı ile apar topar aşağı indim. Ancak indiğim yol uçsuz bucaksız otobandı ve az ilerde sadece bir benzin istasyonu görünüyordu. Otobüsün o noktaya kadar gittiği yanıtını aldıktan sonra sinirli bir şekilde yolumu bulmaya çalıştım. Ve benim şansımdır ki Bergama'yı bilen bir genç ile karşılaştım. Bu eleman aynı zamanda otobüste de yanımda oturuyordu. Onun da şehir merkezine gittiğini öğrenince keyfim yerine gelmişti. Benzin istasyonunu beraber geçtik ve biraz daha yürüdükten sonra Bergama otogara geldik. Ancak ortada ne bir otobüs ne de bir servis vardı. Bir kaç kilometre ötede alışveriş merkezi önündeki servislerin bizi merkeze ulaştıracağı umuduyla hızlı adımlarla oraya ulaştık. Şanslıydık ki bir tane bulduk ve şoförü de sorun çıkarmadı ve hatta tam olarak istediğim yere kadar bile götürdü. Ondan sonrası zaten birkaç dakika yürüyüştü. Yalnız o elemanla karşılaşmasaydım kesinlikle yolu bulamazdım.



YAZININ TAMAMI İÇİN :

http://www.seqununseyahatnamesi.com/bergama-gezi-notlarim/

4 Aralık 2013 Çarşamba

Roman Agorası

Ancient Agora'yı gezdikten sonra sıra, yine oraya çok yakın bir yerde bulunan Roman Agorası'nda.. Roman Agorası, MS.1 yy'dan 19.yy'a kadar Atina'nın ticari merkezi olmuş. Atina, Romalılar'a katılınca Romalılar da eski Agora'nın yakınına kendi Agoralarını inşa etmişler. Ancient Agora'ya göre daha küçük ve görülecek yapılar daha az olsa da şahsen içinde Fatih Sultan Mehmet'in yaptırdığı Fethiye Camii'ni görmek beni cidden heyecanlandırmıştı.

Roman Agorası'nda yer alan önemli yapılara ve geçmişlerine bakacak olursak edindiğim bilgiler ışığında şunları söyleyebilirim :



YAZININ TAMAMI İÇİN :

http://www.seqununseyahatnamesi.com/atina-roma-agorasi/

2 Aralık 2013 Pazartesi

Ancient Agora

B
u yazımda Atina'nın, altıncı yüzyılda kurulan ve bin iki yüz yıl boyunca şehrin ana merkezi olan Agora'dan bahsedeceğim. Öncelikle Agora, pazar yeri, toplanma yeri gibi anlamlara geliyor. Tabi sadece adından anlaşılacağı üzere insanların mallarını alıp sattığı yer olarak değil; aynı zamanda politikanın, ticaretin, felsefenin, dinin, sanatın ve atletizmin merkezi olmuş. Burası aynı zamanda Socrates'in halka hitap ettiği, demokrasinin doğduğu ve St. Paul'un vaaz verdiği yer. Bu çeşitli kullanımı yüzünden Agora'daki yapılar birbiriyle tutarsız olduğu için biraz kafa karıştırıcı. Açıkçası ya rehber eşliğinde gezilmesi ya da detaylı bir araştırma sonucu edinilmiş bilgi ile gezilmesi taraftarıyım. Yine de görülmesi gereken en önemli yapıları ve izlenimlerimi, gözlemlediğim kadarıyla anlatmaya çalışacağım.



YAZININ TAMAMI İÇİN :